Annenizi bir kelime ile tarif edin denilse akla ilk gelen kelime ŞEFKAT olur. Fakat benim nedense aklıma ilk gelen yemek oluyor. Annem çok güzel yemek yapar. Ama o yemeklerdeki lezzetin sırrı şefkat ve merhametmiş. Yemek faslını geçelim çünkü daha iftara çok var. Klavyeyi yedirtmeyin bana. 🙂
Evet, Rabbim şu kâinatta şefkat temsilcisi olarak anneleri ön planda tutmuş. Her türlü zahmete katlanır ve hep evlatlarını düşünürler. Kendimizi kandırmayalım çoğu zaman bunu unutuyoruz.
Ben çok unuttum kardeşlerim. Şefkatli, vicdanlı, merhametli anne oğlunun her istediğini yapan annedir sandım hep. Benim annem ne üniversite okudu ne de lise, ilkokuldan sonra okuyamamış. Küçükken arkadaşlarımın annelerine bakıp annemle kıyaslardım. Milletin annesine bak ya, ne güzel çocuklarının her istediğini alıyorlar. Okumuş kültürlü anneleri var. Benim annem ancak evde yemek yapsın, temizlik yapsın bir de nasihat etsin. Her istediğimi her zaman yapamadı.
Aslında kıyaslama yaparken bir şeyleri eksik düşünmüşüm. Şefkatli-şefkatsiz anne neye göre değerlendirilmeliydi.
Bir anne evladının her isteğini yerine getiriyorsa en iyi anne mi oluyor? En iyi kreşlerde, özel üniversitelerde okutarak; en lezzetli, en pahalı sofraları ona hazırlayarak mı en iyi anne olunur?
Benim sadece bu dünyada rahatıma çalışan anneden ben razı değilim.
Benim sadece 50-60 yıllık hayatımı düşünen anneye nasıl şefkatli denilir?
Evladını sonsuz bir ızdıraba, sonsuz bir ateşin içine atan anne nasıl merhametli olur?
Evladı soğuk gecelerde uykusundan olmasın diye, üşümesin hasta olmasın diye sabah namazına kaldırmayan bir anne nasıl merhametli olur arkadaşlar? Senin şefkatin merhametin -haşa-Allah’tan ve Efendimiz(sav)’den fazla olabilir mi? Bu şefkatin yanlış kullanılmasıdır. Yani Allah’ım kusura bakma senin emrinden ziyade benim çocuğumun istirahati daha önemli demek mi istiyorsunuz şefkatsiz anneler?
Ya da bazı anne babalar ben karışmıyorum oğlum kendi yolunu kendi seçsin sonuçta evladım akıl sahibi diyen cahil mi cahil ve kör zihniyetli aileler var. Bu nasıl saçmalık ya? Küçük kalkar büyüğe bakar kardeşim. Küçük yaşta ne verirsen çocuk onu alır. Sen hayırsızlık yap sonra evladından hayır bekle. Yok öyle iş dostum.
Farkında olmadan bu anne babalar hem dünyalarını hem de ahiretlerini berbat ederler. Daha beterleri o üstüne titredikleri evlatları başlarına canavar oluyor. Sonra da acaba nerede yanlış yaptık diye başları öne eğik avuçları arasında kahroluyorlar.
Bakın Üstad Bediüzzaman ne diyor:
ÇOCUK anne ve babasını DİNDAR görmezse ve yalnız dünyevi fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir.
O hâlde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip(hoşnutsuz olup) çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur.
Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur. Neden imanımı terbiye-i İslamiye ile kurtarmadınız?
Biliyorum bana karşı çıkanlar olacak.
Kardeşim öyle diyorsun ama bizim evladımız bize hiç kötülük yapmadı, biz ailecek dinden uzak yaşadık ama hep mutlu olduk. Ah be kardeşim bu daha kötü işte. Suçun büyüklüğüne göre mahkeme kurulur, o suça göre ceza verilir. Sizin işlediğiniz suçun cezasını verecek bir mahkeme bu dünyada kurulu değil. Demek ki sizin için ayrı bir mahkeme kurulacak. İşte biz buna Mahkeme-i Kübra diyoruz. Ahirette kurulacak olan hesap verilecek olan, cezası büyük olan günahı büyük olanlar için kurulacak mahkemeden söz ediyorum. Ya da acaba Allah bizi terk mi etti, bize kendini unutturdu mu diye düşünmüyor musun?
“Allah’ı unuttular, Allah da onlara kendi nefislerini unutturdu…”(59/19)
Arkadaşlar anneniz sizi sabah namazına kaldırıyorsa içiniz rahat olsun o anneden daha şefkatli bir anne baba aramayın. O annenin ayaklarının suyu içilir.
Rabbim annemden babamdan ebeden daimen razı olsun inşâallah.
Bir ÇOCUK küçüklüğünde kuvvetli bir İMAN DERSİ alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslamiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir.
Anneler babalar ya da anne baba adayları hakkınızı helal edin.
İlla sabahı beklemeyin namaz 5 vakit. Şimdikinden başlanmalı…
Yorumlar (0)