Beraber Çok Zor bi 2020 yılı geçiriyoruz ve Gelecekte başımıza başka neler gelecek bilemiyoruz ama; bildiğimiz bir şeyler var aslında! Daha doğrusu bize bildirilen şeyler.. Geçmişimize dönüp baktığımızda, ‘almamız gereken dersler var!’ Peki Görebiliyor muyuz ya da Okuyabiliyor muyuz?.. İşte bunu, bugüne kadar helak olmuş 5 kavme bakarak göreceğiz.. Hadi başlayalım..
1 NUH (AS)’İN KAVMİ
Nuh (as), insanlığın ikinci atası olarak görülür. Ve puta tapanlarla uğraşan ilk peygamberdir.
İnsan neslinin çoğaldığı ve toplumların İslam’dan uzaklaşıp, putlara tapıp ve bâtıllara inandığı bir dönemde, Allah o kavmi hemen helak etmemiş merhametini göstererek Hz. Nuh (as)’ı topluma peygamber olarak göndermiştir. Hz. Nuh (as) ise uzun süre kavmine şöyle hitaplarda bulunuyordu.
” ‘Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için Ondan başka ilâh yoktur. Sakınmaz mısınız.’dedi.” (Mü’minûn, 23/23);.
Bir başka ayette:
” ‘Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım. Allah’tan başkasına kulluk etmeyin! Doğrusu ben, hakkınızda can yakıcı bir günün azabından korkuyorum.’ dedi.” (Hûd, 11/25, 26);.
Fakat kavmi Hz. Nuh (as)’ın öğütlerini dinlememiş, kendisini küçük görmüş, inadında direnmiş ve kesin kararını vermişti. Ona;
“İster öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bizce birdir” dediler.” (Şuara, 26/136)
Ardından Hz. Nuh (as) 950 yıl süren çabalarına karşılık alamayınca kavminden ümidini kesmiş ve Rabbi’nden onları helak etmesini istemiştir. Allah (cc) da Hz. Nuh (as)’dan bir gemi yapmasını ve gemiye inananlar ile her türden birer eş alarak bölgeden uzaklaşmasını emretmiştir.
Bundan sonra büyük bir tufanla sular her tarafı kaplamıştır. İman etmeyenler boğulmuş ve bölgede ne kadar canlı varsa helak edilmiştir. “Ando’sun, biz Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tûfan kendilerini yakalayıverdi. ” (Ankebut, 29/14).
2 HUD (AS)’IN KAVMİ
İkinci kavim Hud (as)’in kavmi.
Yemen bölgesinde yaşayan bu insanlar Ad kavmi olarak bilinmektedir.
Âd kavminin lideri Şeddâd’ın Temel hedefi, yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmektir. Heykeller çevresinde geliştirdiği siyâsî yorumlarla, zorbalığı ve kan dökmeyi meşrû gösterme gayretinde olmuştur. (eş-Şuarâ, 26/130; Hûd, 11/59).
Âd kavmi, gerek siyâsî, gerek ekonomik açıdan büyük bir güçtü!.. “Bağ-ı İrem” diye anılan; muhteşem sarayların süslediği büyük bir şehir, İrem şehri! Dillere destan olmuştu!..
Ad kavmine göre onlardan üstünü yoktu ve hiçbir şeye ihtiyaç duyduklarını da düşünmüyorlardı.
Cenab-ı Hakk Ayetinde: “Âd kavmi ise yeryüzünde haksız olarak büyüklük taslamış, ‘Bizden daha güçlü kim var?’ demişlerdi. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın onlardan daha güçlü olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı.” (Fussilet,41/15)
Ad kavminin Bu kibri kaçınılmaz olarak sonunda şirk ve küfrü beraberinde getirdi.
Fakat buna rağmen Rabbimiz hemen kavmin üstüne azap indirmemiş, onlara Hud (as)’ı peygamber olarak göndermiştir ve Hud (as) aracılığı ile çeşitli mucizeler göstermiştir.
Hûd (a.s.)’un tebliğini kabul eden müminlere işkence etmekten asla çekinmeyen ve zindanlarda çürütmeyi hedef alan Âd kavmi bir de alay ederek: “Haydi tehdit ettiğin azâbı getir” diyorlardı.
Merhametin değerini bilememiş, peygamberi ve öğütlerini dinlemedikleri için kuvvetli bir rüzgar ile helâk edilmişlerdir.
“… onların üstüne çok gürültülü bir fırtına gönderdik. (Öyle bir fırtına) ki, insanları, sanki onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi tâ temelinden koparıp, helâke) uğratıyordu” (el-Kamer, 54/18-20).
3 SALİH (AS)’İN KAVMİ
Sıradaki kavim Salih (as)’in kavmi.
Ad kavminin helakından sonra Hicr bölgesinde Semud kavmi varlık göstermiştir.
Bu kavim yokluk görmemiş, pek çok yerde evler inşa etmiş, nimetler içinde yaşamış ve uzun ömürlü hayatlar sürmüşlerdir.
Zamanla bu nimetleri putlardan bilmeleri ve şirke düşmeleri nedeni ile Allah yol gösterici olarak Salih (as)’ı bu kavme peygamberlik görevi ile göndermiştir.
Hz. Salih (as) kavmine bazı nasihatler vermiş, onları Allah’a ve kendisine imana davet etmiştir.
Onlar da İman etmeyip inkar etmiş ayrıca Kavmin reisi, Salih (a.s)’a;
“Ey Salih; bize şu kayadan bir deve çıkar. Eğer bunu yaparsan seni doğrulayacağız” dediler. Salih (a.s), onlardan, Allah Teâlâ kendileri için böyle bir deveyi bu kayadan çıkartırsa iman edeceklerine dair söz vermelerini ve yemin etmelerini istedi. Onlar, bu konuda yemin edip söz verdikten sonra, Salih (a.s), namaza durdu ve Allah’a dua etti. Bunun üzerine kaya yarıldı ve içinden onlara istediği gibi gebe, karnı aç bir deve çıktı. Bu olay üzerine, onlar daha önce vermiş oldukları sözden cayarak iman etmediler.
Allah’ın Bir mucize olarak gönderdiği dişi deve için o kavme deveye iyi bakmalarını ve deveyi öldürmemelerini emretmiştir. Bir süre sonra Semud kavmi deveyi kesmiş ve bu yasağı çiğnemiştir.
“Fakat onlar, onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onları helak etti ve kendilerini yerle bir etti.” (Şems, 91/13-14).
Salih peygamber ve kendisine inananlar dışında Semud kavmi çok şiddetli bir gök gürültüsü ile helak edilmişlerdir.
4 LUT (AS)’IN KAVMİ
Lut Aleyhisselam, Hazreti İbrahim (as)’ın yeğenidir. Sodom bölgesine geçtikten sonra peygamber olarak vazifelendirilir. Lut Aleyhisselamın peygamber olarak gönderildiği kavim, ahlaksızlık ve edepsizlik noktasında çok ileri gitmişlerdi. Bu insanlar, kadınlar yerine erkeklere karşı şehvet duyguları besler ve hiç utanmadan bu duygularını açıklarlardı.
Lut Aleyhisselam, Cenab-ı Hakk’ın emirlerini onlara tebliğ etti. Bunlar kendilerinden önce hiçbir kavmin işlemediği bir çirkinliği işliyorlardı.
Onları akıllı olmaya, hanımlarını bırakıp hemcinsleriyle giriştikleri bu çirkin eylemden vazgeçmeye davet etti.
Lut Aleyhisselam’ın bütün ikazlarına rağmen kendisine tabii olmadıkları gibi, kötü huylarını da devam ettirdiler. Bunun üzerine, Lut (as) söz konusu tavırlarına devam etmeleri halinde İlahî gazaba uğrayacaklarını söyledi.
“Siz ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız? Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu: (Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah’ın azabını getir bize!” (Ankebut, 29/29).
Sonrasında kendisini tehdit etmeye başlayan kavmine karşı Hz. Lut (as):
“Şu fesatçılar güruhuna karşı bana yardım eyle Rabbim, dedi.” (Ankebut, 29/30)
Azgın kavmin hakkettiği cezayı vermek üzere, Cenab-ı Hak tarafından üç melek görevlendirildi ve bunlar Lut Aleyhisselam’a gönderildi. “(Melekler): Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana dokunamaz dediler.”
Bu ayetin devamında ise Cenab-ı Hakk:
“Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.” (Hud, 11/81-82) .
Lut kavmine gökten yağan taşlar değdikçe yakıyor ve her birini tek tek taşlaştırıyordu..
FİRAVUN VE ASKERLERİ
Ve son olarak, hemen her müslümanın bildiği Firavun ve yanındakiler.
Firavun kelime anlamı ile eski mısır krallarına verilen genel bir isimdi.
Mısır Firavunları İsrailoğullarını yıllar boyu esir ve köle olarak çalıştırmış ve meşakkatli işlerde kullanmışlardı. Bu zulme dayanamayan İsrailoğulları Firavundan kurtulup yurtlarına gitmek istediler fakat Firavun buna müsaade etmedi. O zamanlarda Kahinlere çok büyük değer verilirdi. Firavun’a bir kahin, İsrailoğullarından bir çocuğun doğarak saltanatını yıkacağını söyleyince, Firavun İsrailoğullarından doğan erkek çocuklarını öldürmeye başladı böyle bir zamanda Musa (a.s.) dünyaya geldi. Ve Musa (a.s), mucizevi bir şekilde Firavun’un elinden kurtulup onun sarayında annesinin kucağında büyümüştür. Yaşı geldiğinde Firavunu ve ona inananları imana davet etmiş fakat onlar Musa peygambere inanmamışlardır. Bunun üzerine ilahlık taslayan ve kibri dağları aşan firavun Allah’ın elçisini dinlememesi, ona karşı gelmesi sebebiyle ailesi ile birlikte yıllarca kıtlık ve ürün azlığıyla imtihan edilmiş. Üzerlerine tûfan, çekirge, haşerat, kurbağalar ve kan gönderilmiştir. Firavun ve kavminin yaptıkları ve yükselttikleri şeyler yıkılmış, kendisine tabi olanlar ile birlikte denizde helak edilmiştir.
Bu zamanda da Cenab-ı Hakk tüm insanlığa yani sana! merhametiyle muamele etmiş. Muhammed Mustafa (asm) gibi bir Peygamberi göndermiş ve Kur’anı senin için oku ve öğüt al diye indirmiştir.
﴾124﴿ Kim de beni anmaktan yüz çevirirse mutlaka sıkıntılı bir hayatı olacaktır ve
onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.”
﴾125﴿ O der ki: “Ey rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Halbuki daha önce gören biriydim.”
﴾126﴿ Allah buyurur: “İşte böyle! Sana âyetlerimiz geldiğinde onlarıuştun, bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!”
اَفَلَمْ يَهْدِ لَهُمْ كَمْ اَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنَ الْقُرُونِ يَمْشُونَ ف۪ي مَسَاكِنِهِمْۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِاُو۬لِي النُّهٰى۟
﴾128﴿ Kendilerinden önceki nice nesilleri helâk etmiş olmamız onları hâlâ yola getirmedi mi? Oysa onların yurtlarında dolaşıp duruyorlar! Kuşkusuz bunlarda akıl sahiplerinin çıkaracağı dersler vardır.
Sen de akıl sahibisin değil mi kardeşim.. Peki Gerçekten şu an yaşanılan hadiseleri okuyabiliyor musun? YOKSA Hikaye dinler gibi dinleyip görmezden gelmeye devam mı edeceksin? Artık gerisi sana kalmış..
Bazı Merak Edilen Sorular:
Hz Musa a Firavun! Yeni Keşifler Kur’an’ı İspatladı!
Esrarengiz Olay! Mağarada 300 Yıl Uyutulan Gençler!
Şeytanın Asla Bilmeni İstemeyeceği 5 Bilgi
Yorumlar (0)