Allah is watching everytime 🙂
Aklınıza gelen her hareketi an ve an yaratan Allah’tır. Bu duruma Tevhid denir. Tevhid iki çeşittir; “Cenab-ı Hak birdir ve ortağı yoktur” bu Tevhid-i amî’dir. Birde Tevhid’i Hakiki kavramı vardır; kainatta zerreden yıldızlara kadar, tüm zaman dilimlerinde yani her an ve her şeyde, Allah’ın nakış-ı kalemini görmekle doğrudan doğruya O’nun nuruna karşı bir pencere açıp, O’nun birliğine ve her şeyin O’nun elinden çıktığına iman edip, gerçek huzuru elde etmektir. “Yağmurun yağması” fiilini ele alalım, ilk ‘görünen’ fiil sahibi bulutlardır, daha geniş bir pencereden bakarsak bu işin Hazreti Mikail Aleyhisselam’ın elinden olduğu bilinir, eğer hakiki pencereden bakarsak an ve an “yağmur yağması” fiilini Allah’ın yarattığını biliriz.

Her fiilin faali Allah’tır. Ozaman meleklere ne gerek var, hikmeti nedir?
Hakikatte sebeplerin ve meleklerin tesiri yoktur. Allah’ın yüceliği, izzet ve azameti her fiilde görünmek istemez, sebepleri birer perde eder. Çünkü insan aklında hasis yani zahirde kötü görünen işler de vardır. Fakat iş gören Allah’tır. Ama İnsan her fiilin arkasında Allah’ın sonsuz kudretini görmeli ve ona göre yaşamalıdır bu nedenle Tevhid ister ki; sebepler aradan kalksın ve her şeyin Allah’ın kudret elinden çıktığı idrak edilsin ona göre yaşanılsın. Tevhid sırrınca her şey O’nun elinden çıkıyor, İzzet ve azamet yani Allah’ın büyüklüğü sırrınca o küçük işlere perdeler konulur ki İnsan aklında Allah’ın azameti o küçük işlere düşmesin.

Sebeplerin ve Meleklerin yaratılmasında ki diğer bir hikmet ise; haksız şikayetlerin ve batıl itirazların doğrudan Cenab-ı Hakk’a gitmesini önlemektir. Mesela ölümü getiren hastalıklar yada kazalar birer sebeptir, bu durumu idrak edemeyen kimseler o sebeplerden şikayet ediyor “Ah şu bilmem ne hastalığı” yada trafik kazasında ölenler için yapılan şikayetler, trafik kazasına veya kazanın diğer sebeplerine gidiyor. Bu durumda ölüm ile Azrail Aleyhisselam arasına trafik kazası sebebi konulmuş aynen öyle de Allah ile sebepler arasında da Azrail Aleyhisselam var hakikide canı alan Allah.

 

Bir hadis de rivayet ediliyor ki; Hazreti Azrail Aleyhisselam, Cenab-ı Hakk’a demiş ki: “Ruhları almak vazifesinde Senin kulların benden şikayet edecekler, küsecekler.” Cenab-ı Hakk lisan-ı hikmetle O’na demiş ki: “Seninle kullarımın arasına musibetler, hastalıklar perdesini bırakacağım ki şikayetleri onlara gitsin sana küsmesinler.” Aynen bu durum gibi Hazreti Azrail Aleyhisselam’da bir perdedir. “Ölüm yada Ruhu Teslim” lafızları insanda bir merhametsizlik algısı uyandırır bu da Allah’ın rahmetine münasip düşmediğinden merhametsizlik algısı perde hükmünde ki Azrail Aleyhisselam’a gider.

Evet izzet ve azamet ister ki, esbab perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında… Tevhid ve celal ister ki; esbab ellerini çeksinler tesir-i hakikîden… (Sözler/22.Söz/2.Makam/1.Lema)