Sevda, insanın herhangi bir şeye karşı duyduğu sevginin koyu hâlidir. İnsan kolay sever ama zor sevdalanır. Nerede, ne zaman, neye ve kime gönül vereceğini bilmez. Belki de bile bile her şeye verir gönlünü, lakin zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilmez. Bu hadise günümüzde de görüldüğü gibi aşk, sevda ve sevgi YANLIŞ anlaşılmış. Aşkı başkalaştırmışız. Herkes her şeye gönül verir olmuş. Evet, KALBİNİ HERKESE AÇMAN MANEVİ BİR SUÇTUR. Herkesleşen tek bir insana açman da buna dahil.
“Ne yani sevmeyelim mi kardeşim?”, “Ya benim sevdiğim kişi anlık değil seyranlık ise?”, “İlerideki eşim oysa?” dediğini duyar gibiyim. Sorunun cevabını bu deftere neşteri vurarak veriyorum… Herkesin ayrı ayrı defteri olsun. Bu defter öyle bir defter ki ne bir mürekkep yaşamış sayfalarında ne de bir şair uğramış satırlarına… Hiçbir insanın eli değmemiş, anılar yazılmamış, silinmemiş can yakan cümleler, rastlanmamış hiçbir silgi kırıntılarının izine. Yazılmasını bekleyen ve anahtarı sadece senin elinde olan kilitli bir defter bu. Özel birinden sana özel hediye edilmiş. Ve o defteri nasıl kullanılacağını, hangi kalemle yazılacağını, hangi kelamların çizileceğini yazan bir kullanma kılavuzu yazmış sana.
Etrafındakiler defterin mahiyetini anlamamış ve karalamaya başlamışlar içesine içesine… Senin defterine göz dikme sırası gelmiş. Sana; o, kuş uçmaz, kervan göçmez defterine yazılar yazılacağını söylemişler. Kimisi kalemim güzel demiş, kimisi kelamım… “Ne de güzel durur o taptaze defterine ince yazılar…” Gaflete düşmüşsün bir anlık. Açmışsın defterin kilidini, yazmaya başlamış uyak dahi bilmeyen bir yazar. Defterin hüzün dolu ama sen hissetmezsin. Sen mutlu olduğunu sanırsın ve gözün görmez, kulağın işitmez o defterin hislerini. Asıl marifet defteri verendedir ama senin için “YAZAN el VEREN elden üstündür.” O yazar, sen okursun. Sen ona yazarsın, o okur. Gider bu bir müddet boyunca. Lakin anlarsın ki kalem tatmin etmez olmuş seni. Kelamlar bitmiş… Dil boş…
Usanç vermeye başlamış artık. Yazar, defter değiştirmek ister, sen başka kelam okumak istersin. Ve yolları ayrılır aşık ile maşukun. Kilidi tekrar vurursun deftere. Silmek istersin her harfi, ne yazıktır ki TÜKENMEZ kalemle yazılmış yazılar. Görmek istemez gözün… Karalarsın bu sefer üstünü. Defterin canı kat kat yanar, asıl sahibine dönmek ister, fark etmezsin.
Kullanım kılavuzunu okumayı aklına getirmezsin hiç? Hediye olduğunu bile unutmuşsundur çoktan. Ve acını dindirecek yeni yazarlar ararsın kendine. Bir bakmışsın ki kilidini başkasına kiralayan, başkasının defterine kendini satılığa çıkaran biri olmuşsun. Defterin, cadde sonunda yer alan bakkal sahibi Mehmet Amca’nın veresiye defteri gibi olmuş. Yazdığı sayfaları beraberinde götüreni mi ararsın… yazdığını karalayanı mı…
Ne ara bu hâle gelmiştin? Defter dile gelse “Hiç düşünmez misin?” diyecek sana. Bu defterin BİR sahibi olmalıydı bin değil. Nerede kaldı o kar beyazı renginde, taze kokan sayfalar… Bakmaya çekiniyorsun şimdi değil mi? Aslında sen değil miydin bizimkisi KARA sevda diyen? Haklıydın…
Umuyorum ki o defterin kalbin olduğunu anlamışsındır. Kuran’ın kullanım kılavuzu olduğunu tahmin ettiğinden şüphem yok. Evet sen de biliyorsun biliyorum; hediye veren kişi hepimizin Rabbi. Ah dostum… Uyanmanın vakti gelmedi mi sence? O defterin sahibi de O olmalı, şairi de… Kulak ver! “Kötü kadınlar kötü erkeklere; kötü erkekler, kötü kadınlara; temiz kadınlar ise temiz erkeklere; temiz erkekler de temiz kadınlara yakışır.”(1) diyor Rabbin. Seni senden iyi bilen Allah sözünde durmaz mı sanıyorsun? Korkun bu muydu yoksa? Defteri sahibinden iyi bileceğini mi sandın?
KARALANMAKTAN YORULMADIN MI? Tatmadın mı bu zehirli balın lezzetini? Görmüyor musun “Gayri meşru bir ilişkinin neticesi merhametsizce azap çekmektir.”
İlla ki birisi yazsın ben okuyayım, okumaya susadım mı diyorsun? 6666 ayet ne güne duruyor! İlla ki birisinin defterine yazmalı mıyım mı diyorsun? Bu şiir üstüne şair olmak ne haddine! “Fe eyne tezhebun.” Bu gidiş nereye kardeşim! Karala karala nereye kadar… KARALARDAN helal denize açılmanın vakti gelmedi mi? Huzurun mu kalmadı? Sus ve dinle! “Bilin ki kalpler yalnızca Allah’ı anmakla huzur bulur.”(2) Hem söylesene bana kardeşim. EĞER NASİBİNDE YOKSA O YAZAR; BEYİTLER NE İŞE YARAR! Rabbini sev ve gönlünü oraya bırak… O deftere şiiri sana şairi verecektir.
Yorumlar (0)