Düşünsene bir gün bi haber geliyor “Ailenden birisi ateist olmuş.” Herhalde buna çok üzülürdün. Peki bunun olmaması için ne yapmak lazım? Yani ne oluyor da insanlar zaten doğruyu bulmuşken bir anda ateist oluyorlar? İşte bugün bunun temel sebeplerini konuşacağız.
1: Müslümanların İmajı
İlk önce kendimizden başlayalım. Çünkü bazen biz Müslümanlar bazı hareketlerimizle insanları İslam’dan soğutabiliyoruz. Hani çok söylenen bir söz var ya: “Böyle Müslüman olacağıma hiç olmam” diye. Tabiki bu yanlış bir çıkarım. Sonuçta Müslüman da hata yapabilir, herkes nefsiyle mücadele halinde. Ama maalesef bir Müslüman hata yapınca bu çok göze batıyor. Ve Kurana değil insanlara bakıp İslamdan uzaklaşılabiliyor.
Mesela insanlara karşı aşırı öfkeli tavırların olması.. Veya ticarette hilelerin, yalanların olması gibi gibi bir çok örnek verilebilir.Aslında siyah bir kağıtta siyah bir nokta bıraksak çok dikkat çekmez ama beyaz bir kağıda bırakılan bir nokta hemen dikkat çeker. Müslümanların durumu da böyle. Aslında Kuranın öğrettiklerine bağlı kalıp, onları hayatımıza geçirebilsek o zaman bırakalım dinden çıkmayı akın akın insanlar İslamiyete girecektir. Ama burada da 2. bir problem daha ortaya çıkıyor:
2 : Meal İle İslamı Anlamaya Çalışmak
Kuranın anlattıklarına bağlı kalacağız dedik ama. Tam da burada fark edilmeden başka bir hata daha yapılıyor. Kuranı ve İslamı sadece meal üzerinden anlamaya çalışmak. Evet buna hata diyebiliriz çünkü olay artık bireysel bir din anlayışına dönüyor. Ayetin tefsirine, iniş sebeplerine bakmadan herkes bireysel yorumlar yapıyor. Düşünsene 2 milyar müslüman var, herkes sadece meale bakıyor 2 Milyar farklı yorum ortaya çıkar.
Mesela “Kafirleri nerede bulursanız öldürün” ayetini birisi tefsirine bakmadan, “savaşla alakalı” bir ayet olduğunu anlamadan okusa ne kadar yanlış yorum yapacaktır. Sokakta bulduğunuzu öldürün diye yanlış yorum verip İslamı yanlış tanıyacaktır.
Zaten Kur’an’ın bir çok ayeti belli bir olay üzerine iniyor. O zaman biz “bir ayet neden inmiş, kim hakkında inmiş, Peygamberimiz sav. ayet hakkında nasıl açıklamalarda bulunmuş” gibi soruları sormadan nasıl doğru bir bilgi aldım diyebiliriz ki?
Çok kullandığımız Türkçe bir kalıp düşünelim, mesela “Kaş Yapayım Derken Göz Çıkarmak”…Bunları direk kelime kelime farklı dillere çevirsek mana anlaşılır mı? Hayır. Kendi dilimizde bile atasözlerini deyimleri anlamak için açıklamaya ihtiyaç duyarız..
Yada Türkçe test sınavlarında bir paragraf verilir ve yazar burada ne demek istemiş diye sorulur. Peki Kuran ayetlerinde Allah burada ne demek istemiş, içinde ne gibi derin manalar var diyerek tefsirlere ve hadislere bakmayacak mıyız? İşte bakmayınca yanlış anlamalarla adım adım insan ateizme doğru gidiyor.
3 : Bilimin Yanlış Algısı, Bilim Felsefesinin Bilinmemesi
En popüler sebeplerden birisi de Bilimin haşa Allah’ın yokluğunu gösterdiğinin sanılması… Halbuki tam tersi her bir Fen dalı bize Allah’ı anlatır. Her yeni keşifle Allaha hayranlığımız artar.
O zaman aynı şeye bakıp bir tarafın imanı artarken diğer taraf nasıl ateist olabiliyor? İşte zaten sorun da bu: insanlar Bilim Felsefesini, yani yapılan kişisel yorumları Bilim zannediyor.
Ortada yapılan yeni bir keşif var ve bu keşifle beraber yaplan bir de yorumu var. Mesela atomu keşfettik detaylıca araştırdık düzenli hareket ettiğini gözlemledik.. Bundan sonra artık yorumlar devreye giriyor. Bilimin Ateizm Felsefesi diyor ki mesela “Ben maddenin dışında hiçbir şeyi kabul etmem, 5 duyumla algılayamadıklarım gerçek değildir” diyor. Biz de “Yoo kendimizi madde ile kısıtlamayacağız burada düzeni görüyoruz ve bir Düzenleyen vardır” diyoruz ve imanımız artıyor..
Veya yeni yeni galaksileri keşfediyoruz. Devamında kişilerin yorumları yine geliyor. Bilimin Ateist Felsefesi diyor ki bu kendi içinde bi şekilde olmuştur.. Biz de aynı şeye bakıp bu Allah’ın büyüklüğünü kudretini iradesini gösterir diyoruz ve yine imanımız artıyor. Yani Bilim ayrıdır Bilimin Felsefesi ayrıdır. Bu ikisi arasındaki farkı bilmeyen ve işin içinde yorumların olduğunu fark etmeyen bir çok kişi de maalesef “Aa bilim Yaratıcı yok diyormuş” diyerek Ateizme geçiyor.
4 : Hazır Olmadan Ateist Tartışmalarına Dalmak
Belki de en çok yapılan hata şu: Henüz bilgi sahibi olmadan kendimizi geliştirmeden ateistlerle tartışmak veya Ateist sayfalara girmek ve orada araştırma yapmak.. Bilgi birikimi olmadan bunlar yapılıyor ve bir çok kişi kendisini şüpheler içinde kalmış olarak buluyor. Hem de 1 dakikalık cevabı olan basit sorular yüzünden..
Tabiki İslamiyette sorulan sorulara en doğru cevaplar var. Ama bir kişi İslamiyetteki bilgilere daha hakim değilken tartışmalara girince durduk yere kafası karışıyor.
Silah kullanmayı bilmeden savaşa gitmek nasıl mantıklı değilse İslam hakkında sağlam bir temel elde etmeden böyle tartışmalara girmek yine mantıklı değil. İlk önce bilgi birikimi gerekiyor. Mesela Ateizm iddialarını temelinden bitiren bir eser: Risale i Nur Tefsiri.. Bu eseri iyice sindirmeden bu tip tartışmalara girilmemeli.
5 : İslamı Yaşanılabilir Bulmamak:
Diğer bir sebep İslam’ın bu dönemde yaşanılamaz bir din olarak düşünülmesi. Sanki sürekli kısıtlamalar varmış ve çok az kesimin yaşayabileceği bir dinmiş gibi bir algı var. Halbuki tam tersi asıl İslam dini herkes için yaşanılabilir bir din. Zaten İslamın yasakladıkları birkaç madde ile sınırlı. Mesela serbest olan 100 binlerce içecek çeşidi var ve bunlardan sarhoş eden, aklı uyuşturan kısım yasaklanmış. Yani yasak olan kısım belki yüzde 1 bile değil.
Mükemmel manzaralı dev bir gezi alanına davet edildiğini düşün.. Böyle güzel bir alanda sadece uçurumun kenarında insanlara zarar gelmesin diye kırmızı bir çizgi çizilse, bu gezinin kişiyi kısıtlayan bir gezi olduğu söylenebilir mi? Hayır. Allah da evrene bir müfettiş gibi insanı göndermiş, akleden kabiliyetli bir varlık olarak bu seyir alanında yaratmış. Bu dev alanda bizi korumak için bazı sınırlar çizmesi de burayı kısıtlı ve yaşanılamaz yapmaz..
6 : Günahların Etkisi
Belki de en önemli sebep de işlenen günahların kalbi adım adım karartması ve kişiyi ateizme götürmesi. Mesela biri bir günah işledi diyelim.. O günaha sürekli devam edince, artık insan ona bağımlı hale geliyor. O günahı terk edemeyince, o vicdan azabından kurtulmak isteyip “bu keşke günah olmasaydı, kimse beni görmeseydi” diyerek kişi artık dinden çıkmaya doğru gidiyor.. Halbuki ne kadar günah da işlesek tövbe etmek kalbi temizleyen bir araç değil mi? Ve Allah ayetinde sürekli bizleri affetmeye davet ediyor. O zaman Şeytanı dinleyip ümitsizliğe düşmek mi, yoksa Allah’ı dinleyip tövbeye koşmak mı daha mantıklı?
Temel maddeleri özetle konuştuk. Önemli bir detaydan daha bahsedip bitirelim. İnsana bazen inkar fikriyle alakalı düşünceler gelebiliyor. Ve kişi “ben dinden mi çıktım acaba” diye telaşa düşebiliyor. Halbuki akla gelen imani sorular, “ya böyleyse ya şöyleyse” gibi düşünceler kişinin imanına zarar vermez. Kasten, isteyerek dinden çıktığını ilan etmedikçe, şeytanın “ya böyleyse” gibi fısıltıları vesvesedir, bu kişiyi inançsız yapmaz.
Senin de aklına gelen farklı sebepler ve çözümler varsa bunları yorumda yazabilirsin.
Rabbim İslamiyeti doğru anlayıp, doğru anlatabilmeyi nasip etsin!
Bazı Merak Edilen Sorular:
Hz Musa a Firavun! Yeni Keşifler Kur’an’ı İspatladı!
Esrarengiz Olay! Mağarada 300 Yıl Uyutulan Gençler!
Şeytanın Asla Bilmeni İstemeyeceği 5 Bilgi
Yorumlar (0)