Yeni giren namaz vaktinin ilk anları gibi…
Günlerce masanın üzerinde duran, çok beğenerek aldığın o defterin ilk sayfasına Besmele ile başlar gibi…
Yeni bir ayın ilk gününü takvim yaprağında görür gibi…
Her şeyin ilk anına başlamak kolay olmaz değil mi? Kimi zaman sancılı olur, kimi zaman mutluluk dolu olur kimi zaman da yeni bir imtihanın başlangıcı olur. İmtihan dediysek hemen umutsuzluğa kapılmayasın, imtihan hep acı ile, keder ile olmaz… Bazı imtihanlar olur ki sebat etmen gerekir, ne olursa olsun “Vazgeçmeyeceğim, devam edeceğim.” demen gerekir.
Hayatında inişler çıkışlar yaşıyorsun belki, ne yapacağını bilmez hâlde günlerin seni oradan oraya savurduğuna şahit olmakla yetiniyorsun. Ruhunun çığlıkları susmuyor, vicdanındaki o rahatsızlık bir türlü gitmiyor; âdeta içinde kavga eden yaramaz bir çocuk varmış gibi içindeki o karmaşa devam ediyor. Biliyorsun bir şeyler eksik…
“Of…” deyip iç çekişlerin yüreğini yakıyor. Evet, yüreğin yanıyor çünkü sen o yüreğin sahibini unutmuşsun… Unuttuğunu bile unutmuşsun belki de…
En son ne zaman samimi olarak açtın ellerini?
Hangi duayı içten, samimi bir şekilde ettin?
İyi bir üniversite, iyi bir iş, iyi bir ev, iyi bir araba; hangisi için?
Dualarında ahiretini unutacak kadar gafil mi oldun yoksa?
Günde beş vakit seni huzuruna çağırıp seni “yeni bir sen” olmaya davet eden Rabbine neden uzaksın?
İçinde dinmek bilmeyen o fırtınaların durulma vakti gelmeli, ne yaparsan yap, nereye gidersen git içinden atamadığın o karamsar hâli atma vakti gelmeli… Hem de günde beş vakit…
Şimdi sana yeni bir başlangıç gerek, bu başlangıçta “sebat” senin azığın olmalı.
Dünya tüm cazibesiyle ayağını kaydırıp tekrar seni kör kuyusuna hapsetmek isteyecek ancak sen o kuyuyu biliyorsun, bir daha dönmek istemezsin değil mi?
Rabbini tanıdıkça kalbin ve ruhun tıpkı yaz sıcağında koyu bir gölge bulmuş gibi ferahlayacak, günlerce susuz kalıp da bir anda su bulan biri gibi serinleyecek. Kalbinin yaraları kapanacak, dünyevi hiçbir dert, sıkıntı seni yıkamayacak çünkü sen âlemlerin Rabbi’ne sırtını dayamış olacaksın…
Hem bu zor bir mesele değil ki samimi bir tövbe geçmişini tertemiz yapar. Sen yeter ki o tövbenin samimiyetine yüreğini yasla…
“Bir yerlerden başlamak istiyorum!” diyorsun ama “Tek başıma nasıl olacak ki birileri olsun çevremde, bana destek olsun…” diye düşünüyorsan tam da bunun için bir ailemiz var: KopGit. Birlikte Rabbimizi tanıyarak O’nun rızasını kazanmaya çalışıyoruz. Instagram üzerinden hemen @kopgit sayfasına mesaj at ve sen de aramıza katıl.😊
Başta dediğimiz gibi bu yoldaki imtihan, yıkılmamak, sonuna kadar devam etmek… Hem yolun sonuna ne kaldı ki, dünya dedikleri göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman dilimlerinin kesişimi…
Şimdi usulca yaslan arkana ve Üstad’ın şu sözünü dinle:
“Kabrin arkası için çalışınız; hakikî saadet ve lezzet ondadır.” (1)
Kaynakça
1) Risale-i Nur, Mektubat, Yirmi Üçüncü Mektup
Yorumlar (0)