İslamiyet koyduğu kurallar bütünüyle sosyolojik, psikolojik  ve fizyolojik açıdan insanın sağlığını koruma ve geliştirme amaçlarını taşımaktadır.

Öğütler aldığımız her bir fermanın bir teselli ya da şifa etkisi bulunuyor ki günümüzde yapılan araştırmalarla da bunlar kanıtlanmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’in ayetleri ve tamamıyla Kur’an ahlakına sahip Hz.Muhammed (s.a.v)’in öğütleri olan az yemek yemek, dişleri fırçalamak, belirli saatlerde uyumak, insanlarla sağlıklı iletişim kurmak, namaz kılmak, abdest almak gibi birçok ibadet ve davranışın insan sağlığı açısından önemli faydaları olduğu tespit ediliyor. Oruç ibadeti de bunlardan biridir.

Yapılan araştırmalara göre orucun insan sağlığına birçok fayda sağladığı öğrenilmiştir. Japon asıllı biyolog ünlü Yoshinori Osumi, açlık durumunda hücrenin kendi kendini sindirmesi yani “tıp dilinde otofaji” olarak adlandırılan savunma mekanizmasının yenilenmesinin nasıl çalıştığını gözler önüne sermiştir.

3 gün boyunca aç kalmanın, vücudun savunma mekanizmasını yenilediğini ortaya koyan bu araştırma özellikle dünyanın da mücadele içerisinde olduğu savunma mekanizması oldukça hasar görmüş kanser hastaları ve yaşlanma ile mücadele alanlarında yakın zamanda insan sağlığına ve fizyolojisine fazlasıyla yarar sağlayacağı gözlemlenmiştir.

Bu araştırma sonucunda ise Osumi 2016 yılında Nobel Fizyoloji ve Tıp ödülüne layık görülmüştür.

Kaliforniya Üniversitesi Gerontoloji ve Biyolojik Bilimler Profesörü Walter Longo, orucun hücrelere “aktif ol” uyarısı vererek bağışıklık sistemini yenilediğini ve bunu ise bağışıklık sistemini yenilemek için harcayacağı enerjiyi, tamamıyla gereksiz hücre ve atıkları yok ederek sağladığını belirtmiştir. Uzun süreli açlığın vucüdu bir süre sonra zorlayacağı biliniyor ancak oruç döngüleri kök hücre bazlı rejenerasyonu tetikleyerek hasar görmüş bir sistemde bile yeni bir bağışıklık sistemi kurarak oldukça etkili bir yöntem oluyor.

Ayrıca Longo, yaptığı araştırmayla uzun süreli oruç sırasında kanser riskini ve tümör genişlemesini arttıran bir hormon olarak bilinen PKA enziminin de vücutta azaldığını ve klinik deneyler sonucunda uzun süreli açlığın sadece bağışıklık sistemini değil diğer organ ve sistemleri de olumlu etkileyeceğini tespit etmiştir.

Oruç insan sağlığını koruyan mükemmel bir koruyucu hekimlik görevi yapmaktadır. On bir ay çalışan midenin, Ramazan ayında bir ay müddetle dinlenmesini sağlamakta ve dolayısıyla insan vücuduna yapılan araştırmaların da gösterdiği gibi pek çok tıbbi faydalar kazandırmaktadır. Özellikle bazı Avrupa ülkelerinde açlığa yani oruca dayalı klinik tedavi metodu olarak uygulanmaktadır. (1) Bu açıdan bakıldığında  oruç, “İnsana en mühim bir ilâç nev’înden maddî ve manevî perhizdir.” (2)

 

ORUCUN PSiKOLOJiK FAYDALARI DA VARDIR

 

İnsan maddi olduğu kadar manevi olarak da bir varlıktır. Manevi dünyası olan psikolojik sağlığı açısından orucun kararlılık, sebat, iradeyi güçlendirme gibi faydalar teşkil ettiği biliniyor. Hind fakirleri ve Yogiler üzerinde yapılan ilmi araştırmalar, açlığın diğer bir ifade ile orucun, iradeyi güçlendirdiğini ispat etmektedir. (3)

Oruç, beden ve ruh dengesini sağlayan en kolay ve en pratik bir araç ve ibadettir. İnsan iradesini güçlendiren faktörlerin başında oruç önemli  bir yer işgal eder. Başka zamanlarda bir saat dahi sigarayı bırakamayan sigara tiryakilerinin, Ramazan’da oruç dolayısıyla sigara içmeden durmaları orucun iradeyi ne derecede güçlendirdiğinin en güzel örneğidir.

Oruç takvaya da temel olabilen bir unsurdur çünkü riyasız ve gösterişi olamayan tek ibadettir. Sadece Allah rızası için oruç tutan bir kimse, gizli ve açık her yerde Allah’tan korkmayı oruç vasıtasıyla öğrenir.  Böyle bir duyguya sahip olan insan, vicdani bir rahatlık ve huzur içindedir çünkü davranışlarını bu duygunun kontrolü altında ölçülü yapar.

Böylece oruç bir yandan insanı ruhen rahatlatırken diğer yandan da gurur ve kibir diktatörlüğünü yıkıp zararsız hâle getirerek insanın psikolojik hayatını dengeler.

Bu sebeple oruç, “Uzun süren müddet-i açlığa sabır ve tahammül ve bir riyazet ve bir idmandır.”(4)

 

SOSYOLOJİK SAĞLIK AÇISINDAN ORUÇ

 

Oruç zengin ile fakir arasındaki eşitsizliği gidererek sosyolojik denge sağlayan bir ibadettir. Zira oruç, zengine açlığın ne demek olduğunu hatırlatarak fakire karşı daha anlayışlı ve daha yumuşak davranmasını ve onun yaşadığı durumu anlamasını sağlar.

İnsandaki duyguları yücelttiğinden yardımlaşma ve sadaka vermeye insanları teşvik eder, insanlar arasındaki sevgi bağlarını arttırır çünkü oruç, hayatta insanları bir millet olarak toplayıp belirli bir disiplin altına sokarak tek vücut hâline getirir.

Oruç, insana sosyal açıdan insanî değerlerini hatırlatan bir ibadettir. Bu nedenle de toplum hayatında etkinliğe sahiptir. Ramazan aylarında zekat ve sadaka gibi yardımların çoğalması bunun bir kanıtıdır.(5) Oruç esas olarak Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla tutulmalıdır böylelikle riyasız, kibirsiz, zinde, sevgiyle bakarak, yardımlaşarak sosyolojik, fizyolojik ve psikolojik sağlık kazanabiliriz.

. . .

Oruç vücudumuzun zekatıdır ve nefesidir. Bedenimize nefes aldırmayı bize ibadet olarak sunmuştur Rabbimiz. Çünkü riyasız bir dille aç kalarak nimetin değerini anlayıp tüm vücudumuzla yapılan en makbul bir dua ve her yönüyle büyük bir şükürdür.

Böyle bir hediyeyi bizlere veren Allah’a hamdolsun…

“Oruçlunun uykusu ibâdet,

susması tesbih,

ameli kat kat sevaplı,

duâsı makbuldür,

günahları ise bağışlanır.”

Hz.Muhammed (s.a.v) (6)

 

(1) Investigator,Dr. İbrahim Al-Rawy, Büyük İslam ve Modem Tıbbın Hakikatleri, İst. Tarihsiz, s.

(3),(5) Doç. Dr. Celal KIRCA, ORUCUN INSANA KAZANDlRDlKLARI, Diyanet Dergisi (1990)

(2) Risale-i Nur Külliyatı

(4) Risale-i Nur Külliyatı

(6) Câmiü’s-Sağîr, No: 3809