Birçok kez bu tarz sorulara maruz kalan birisi olarak meseleyi net bir şekilde değerlendirme ihtiyacı hissettim.

Nur talebelerini tanımayan bazı kardeşlerimiz bu konuda sorular yöneltiyorlar. Onlara bir sözüm yok.

Fakat, niyeti çamur atmak olan birkaç zümre bu konuyu sık sık gündeme getirmekten büyük lezzet alıyorlar. Ağır sözlerim varsa niyeti halis olmayanlaradır. Baştan söyleyeyim…

“Nur talebeleri (haşa) Risale-i Nur’u Kur’an’dan üstün tutuyorlar ve daha çok okuyorlar” diyen kardeşim;

Öncelikle bu sözünle bizi tebessüm ettirdiğin için sana teşekkür ediyorum. Bu kadar saçma bir söz sinirden ziyade gülmeme sebep oluyor. Sen de hak verirsin ki bir şeye uzaktan bakıldığında ne olduğu belli olmasa da yakınlaşınca daha net bir görüş alırız.

Şu an okumakta olduğun yazıya 5 metre uzaktan bakınca okuyamayacağın gibi eğer sen Risale-i Nur talebesi olsaydın ve meseleyi yakından inceleyebilseydin bu yukarıda söylediğin cümleden çok iyi bir fıkra olacağını anlardın.

Öncelikle şunu sana belirtmek isterim ki Risale-i Nur bir Kur’an tefsiri ve açıklamasıdır.

Risaleler, Amazonlarda yaşayan yerli kabilelerin avlanma tekniklerini anlatmıyor. Kutup ayılarının yemek yeme alışkanlıklarını da konu almıyor. Hollywood filmlerinin kritiğini yapan bir kitap da değil.

Baştan sona Kur’an ayetlerini, Allah’ı, Hz. Muhammed’i (sav) anlatıyor. Kur’an’ı aslından okuyup derinliğine inmek için Arapçayı üst seviyede öğrenip 15 sene medrese ilmi tahsil etmek bu asırda epey güç olduğundan onun Türkçe açıklaması olan Risale-i Nur’u okuyoruz. Kuran-ı Kerim’i elbette okuyoruz. Ancak manasını da merak ediyoruz.

Rabbimizin bize gönderdiği mektubun içini açmamak hükmünde olan, onu anlamamak bize yakışır mı?

Kaldı ki biz Risale-i Nur’u Kur’an’dan az okuyoruz diye bir ittihamı kabul etmiyoruz. Risale-i Nur talebesi olmanın şartlarından birisi de tesbihat yapmaktır. Ve bu tesbihatta ard arda salavat getirdikten sonra mutlaka Kur’an-ı Kerim okunur.

Yaklaşık olarak, haftada EN AZ 30 sayfa Kuran okumak, Risale-i Nur talebesi olmanın şartlarından birisidir.

Kaldı ki sohbetlerimizde sık sık Kur’an cüzü dağıtıp Hatim yaptığımızın farkında değilsin galiba. Peki birçok Nur Talebesinin, özellikle Ramazan ayında sabahlara kadar Kur’an okuyarak geceleri ihya ettiğini de mi duymadın?

Ah benim enteresan kardeşim…

Sana soruyorum. Risale-i Nur hakkında fikir beyan etmeden önce, sadece bir kitabını açıp okudun mu?

Okusaydın Bediüzzaman’ın her fırsatta Risale-i Nur’daki tüm güzelliklerin Kur’an-ı Kerim’den geldiğini defalarca vurguladığını görürdün.

İyisi mi? Amazon kabilelerinin akıllara hayret veren maceralarını öğrenmek istiyorsan hemen bir Risale-i Nur Külliyatı al da merakın dinsin.

Yazının bundan sonraki kısmı gelen 1-2 yorum üzerine eklenmiştir.

Hala “Neden Risale okuyorsunuz Kur’an okumuyorsunuz” diye itham edip sebebini anlayamayan arkadaşların bilgisine:

Kur’an’ı SADECE Arapçasından okuyup manasını hiç öğrenmemek sizce mantıklı mı? Eğer Arapça değil mealinden okuyoruz diyorsan sana şunu sorayım ki “bizi anla”.

-NEDEN MEAL OKUYORSUNUZ DA KURAN OKUMUYORSUNUZ. Yoksa meali Kur’andan üstün mü tutuyorsunuz.

Yoksa Elmalılı (beşer) gibi mübarek zatların yazdığı meali ALLAH KELAMI mı zannediyorsunuz ?

Size ufak bir bilgi vereyim. Kur’an’ı anlamada 2 metot vardır. Meal ve tefsir.

Meal ayetlerin kısaca manasına yakın bir manayı vermeye çalışırken tefsir ayetleri daha derinlemesine ele alıp açıklar. İşte Risaleler bu ikinci kısımdandır. İki metot da doğrudur.

NE OLUR ARTIK ANLAYIN. RİSALELER KUR’ANIN AYETLERİNİ TÜRKÇE OLARAK ANLATIYOR.
REAL MADRİD – BARCELONA MAÇININ TARTIŞMALI POZİSYONLARINI ANLATMIYOR.
Ohh… Rahatladım