Sen ey Ramazan-ı Şerif, sen ne güzel bir nimetsin…

On bir ay oruç tuttu ruhumuz, canımız susadı sana

İftar sevincimiz oldu senin baharla gelişin

Meğer çatlamış yüreklerimize senin rahmet suyuna…

Sendedir bire bin sevab Rahmân’ın hazinesinden,

Sende inmiştir Kur’ân, senin gökyüzünden.

Senin gökyüzünün yağmurudur rahmet diye ayet ayet inen.

Ve o gökte esen rüzgârdır mümin nefesler,

Rahmân’ın indinde miskten daha güzeldirler…

Senin orucundur Rabb-i Rahîm’i razı eden

Ve “O benim içindir, mükâfatını da ben veririm.” diye sevabının sayısı ve kıymeti Rabbe gizlenen…

Senin orucunun açlığı terbiye eder mağrur ve söz dinlemez nefsi

“Sen benim Rabb-i Rahîm’imsin, ben Senin âciz kulunumdur.” artık cümlesi.

Ve anlar ki insanoğlu, mülkün hakikî sahibi o değildir, başkası ona emaneten vermiştir

Mülkün hakikî sahibi o değilken ha onun elinde durmuş ha muhtaç başka birinin; mühim değildir.

Minnet ettirmez, utandırmaz, şefkatle verir muhtaçlara elindeki emaneti.

Senin sadakandır ey Ramazan-ı Şerif, fakir yuvaların bayram sevinci.

Gökte yıldızlar sahibi, haşmeti sonsuz Sultan’dır her şeyin asıl sahibi

O izin vermeden tadamaz kulun dili, elindeki nimeti.

Orucunla anlar ey Ramazan-ı Şerif,  insan nihayetsiz âcizliğini ve fakirliğini.

Ve bilir ki kendisine açılan muhtaç eli boş çevirmez Rahîm Rabbi

Sonsuz güç ve kudret sahibi ve bütün hazinelerin yegâne sahibi olan Rabbine açar ellerini

Hem değil mi ki o Sultan “Vermek istemeseydi, istemek vermezdi.”

Sen ey Ramazan-ı Şerif, o cömert Sultân’ın hazinesinden hediye

Bir inci gibi düştün zifiri karanlık gecemize

Gölge edemez ışığına soğuk zulmetler

Ve senin hilâlini taç diye giymiş gökler…

Sen ey Ramazan-ı Şerif, on bir ayın sultanısın

Mümin yüreklerde hüküm sürer senin saltanatın.

Öyle bir ışıksın ki kalp penceremizden içeri süzülen

Nereye çarpsa yüzünü el-Bâkî’ye çeviren…

Kulaklar kötü sözlerden Kur’ân’a çevrilir

Bakışlar haramlardan yüz çevirir

Gözün gözü Kur’ân’dan başkasını görmez olur

Dil susar, kötü sözlere cevabı artık: “Ben oruçluyum.”dur.

Sahur kokar gecelerimiz ve artık seherlerde uyumaz gözlerimiz

Gün doğarken kuşlarla beraber zikretmededir dilimiz.

Her gün bir cüz bitirme çabası senin özlenen telaşındır

Ne kutlu bir çabadır ki, her harfe bin hasene yazılır.

Ve bin aydan hayırlı gelincik çiçeğidir sendeki Kadir Gecesi

O gece, melekler iner de iner Rabbin izniyle ağarıncaya kadar tan yeri

Görürler ki uyumaz müminlerin gözleri ve süzülür gözyaşları

“Allahümme inneke Afüvvün, Kerîmün. Tuhibbül afve fa’fü anni.” dir duaları.

“Allah’ım sen affedicisin, çok cömertsin. Affetmeyi seversin, beni affet…”

Aminleri karışır kuşların sesine ve ötelerden yollarını gözler Cennet…

O gece ki bin aydan hayırlıdır ve Rahmân o geceyi seçmiş ebedî rahmet yağmuruna

Hak ile batılın ortasını ayıran, gönüllere şifa, hidayet ve yol rehberi Kur’ân’a…

Senin son on gününde gizlemiş ve arayalım istemiş o mübarek geceyi

Bulursak şayet, kazandırabilir bir gecede seksen senelik ibadeti…

Sen ey Ramazan-ı Şerif, sen ne kutlu bir misafirsin,

Yanındayken bile özlenen sevgilisin…

Sen ey Ramazan-ı Şerif, sen ne güzel bir nimetsin…