Hiç düşündünüz mü, telefonu elden bırakınca bize kalan zamanı?

Boş kaldığımız ilk an yaptığımız tek şey telefona sarılmak.

Sosyal medya mecraları bizi öyle içine hapsetti ki artık alışılagelmiş bir durum gibi geliyor telefonla geçirdiğimiz zaman.

Artık 7’den 70’e hatta küçüklerde 2 yaşa kadar inen telefon zincirlerimiz hiç iyi duruma gitmiyor.

Yeni nesil teknolojinin içine doğuyor. Kullanma, kullandırtma diyemeyiz, her şey teknoloji ile çok kolaylaştı. Fatura, alışveriş vb. hatta e-kitap denilen bir olay var artık. 😯

Mesele zamanımızı sömüren teknoloji… 👀

Biz daha kendimiz nefsimizi, irademizi kuvvetlendirmeden ona sarılıyoruz.

Birkaç saat internete girmeyince kendimizi dışlanmış, dünyadan bihabermiş gibi hissediyoruz. 💣

Bu bir hastalık değil de nedir? Bağımlı olmuşuz resmen! 🆘

Cansız, şuursuz, iradesi olmayan bir cisim ellerimize hapsolmuş. 💥

Batının cins adamlarından Goethe “Hırsızların en zararlıları zamanımızı çalan hırsızlardır. Çünkü hırsızın her çaldığını telafi etmek mümkündür. Zamanı çalanların ise çaldığını telafi asla mümkün değildir.” diyor.

O an telefon ile harcadığımız boşa geçen dakikalarda o kadar çok şey yapılabilir ki,

Ertelediğimiz her ne varsa…

Bir gün deneyin isterseniz. Okulda, işte her neredeyseniz akşam eve girdiğiniz an telefona hiç bakmayın. Sadece sesi açık olsun aranmadığınız sürece hiç dokunmayın.

Artık eliniz boş. (Evet, kafanız boş değil biliyorum acaba arkadaşlar grupta bir şey yazdı mı, acaba yeni story var mı diye içinizdeki ses konuşuyor durmadan. 😂)

Bitiremediğiniz kitap mı var hemen başlayın.  Tamamlayamadığınız puzzlenız mı var hemen oturun başına, okunmayı bekleyen Kur’an-ı Kerim cüzleriniz mi var, haydi bismillah deyip başlayın o zaman.  Bakın, yetişmez şimdi yapamam dediğiniz o şeyleri yapmak nasıl mutluluk verecek inşâAllah. 🏆

Bir de bu amellerimizi Allah razı olur inşâAllah niyeti ile yaparsak, oh ellemeyin sevap pointlerii… 😎 (inşâAllah) En güzeli de vaktin bereketli oluşuna şahit olmak. 😍

Nefsimizi terbiye etmenin en iyi yolu onun zoruna giden şeyleri yapmaktır. Böyle böyle alışacak ve irademiz kuvvetlenecektir.

İradeyi kuvvetlendirmenin en güzel yoludur gece mesaileri.

Kim demiş Müslümanın gece hayatı olmaz diye, Bal gibi de olur, işte cevabı:

“Gece vakti kalkmak nefse daha çok tesir eder. Kur’an ve zikir için daha elverişlidir. Çünkü senin için gündüz uzunca bir meşguliyet vardır.” (1)

Fakat o mesailer sabah ile bağlantılı ilerler. Sabah günahlar içinde bilerek boğulursan, gece kalmak istemezsin. Gündüz annene söylediğin söz, bir çocuğun kalbini kırmak, hakka girmek veya kişiye özel günahlar… Bu günahlar da nefsi terbiye etmeye, iradeyi güçlendirmeye engel olabiliyor.

O zaman telefona daha çok bağlanıp gerçekten hakikatlerden kopup, oyun ve eğlence hayatına müptela olursun.

Önemli olan farkına varıp kendimizi düzeltmeye çalışmak. Bu düşünce ile hayata devam edip Rabbinin razı olacağı insan olabilmek. 💪

Unutma sadece bu dünya için yaşamıyoruz. Bu dünyadan sadece geçiyoruz. 🚌

Artık telefonunu bir kenara bırakıp ilk emre uyup (ikra) hayata o gözlüklerle bakabilecek bir düşünceye, inanışa sahip bir birey olarak yola devam etmek. ✌

Unutma “İstikbalin idareli kullanılışı, mazide yapılan israfı telafi edebilir.”

 

Kaynakça

  • Müzemmil Suresi, 1-7