HUZURUMU KAYBETTİM!

Dalarsın uzaklara, evet evet uzaklar seni senden alacak ve huzura götürecek uzaklar…

Huzur demişken sahi neydi huzur?

Yıllardır gaflete dalıp da işlediğin günahlarına hıçkırıklarla seccadenin üzerinde haykırdığın bir ah çekmen değil miydi?

Rahman ve Rahim olanın adına sığınarak açtığın ellerini kor gibi iki yaprak misali yalvarman değil miydi?

Hiç sabah olmayan karanlık gecenin ardından yeniden güneşi üzerine doğduran Rabbine bir teşekkür etmende gizli değil miydi?

Sana şah damarından da yakın olduğunu: وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ   söyleyen Rabbimin varlığını hissettin mi iliklerine kadar? (1)

Şimdi duralım ve sadece 10 saniye nefesimizi tutalım…

Devamı yok değil mi bir saniye daha tutsan ölüyorum ben deriz!

İşte Rabbimiz bize şah damarında yakın, nedir bizim O’na bu uzaklığımız? Neyin peşindeyiz? Şah damarı kopan insan yaşayamazken şah damarından da yakın Allah ile bağlarımızı koparırsak biz bu hayatta nasıl yaşarız?

Huzurumuzu kaybettik ve kaybettirildik. Dünya tüm güzelliğiyle bizi kendine çağırırken huzurun Bende diyen Rabbimizi duyamadık ve işitemedik. Hâlbuki kalbin mühendisi biliyordu huzurun reçetesini: (2) الَّذِينَ آمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللَّهِ ۗ أَلَا بِذِكْرِ اللَّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ O kalbin sahibi ancak Benim ve yalnız Beni andıkça mutmain olup huzura ereceksiniz.

Bir ben var benden içeri ama habersizim. Ne koyu gaflet uykusundayız değil mi? Ben benden bihaberken ama beni benden ziyade düşünen bir Rahman’ın varlığından da bihaberiz…

Daha ben hiç yokken beni var eden yokluklarda bırakmayıp bana ruh verip insan eden Rahman..

Huzursuzluğumuz kalb ve ruhun alarm vermesinde!

Ben asıl sahibimi arıyorum ve bulamadıkça da azap çekiyorum haykırışlarıyla inlemekte ve nefes alamamakta.

Ah Ah! Bize ait olmayan benliğimize hapsolmuşuz yıllardır ve o parmaklıklardan kurtulamıyoruz. Kurtuluşun yalnız bende diyen Rabbimize adım atamıyoruz. O ki Bana bir adım atsan sana koşa koşa geleceğim diye vaad eden ve haşa vaadinden dönmeyen de kendisi. Benlik evet kendi benliğimizde kaybolup gitmişiz ve huzuru da beraberinde kaybetmişiz.

Gelmedi mi zamanı yeni bir sayfa açmanın ve her şeye yeniden başlamanın gel birlikte Rabbimizden gelen mesaja kulak verelim ve yıllardır duyamadığımız o Rabbimizi dinleyelim:

De ki: “Ey kendilerine karşı haddi aşmış kullar! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah, günahların hepsini bağışlar. O, çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir ” (3)

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

Şimdi sor kendine!

Hangi taraftayım?

İşittik, itaat ettik (Bakara/285)

İşittik, isyan ettik (Nisa/46)

Kaybettiğim ve aradığım huzur…

Allah’ın nûru ile nurlanan bir gönlün semasını hangi bulutlar kaplayabilir? Her an huzûr-u İlahîde bulunmak bahtiyarlığına eren bir kulun ruhunu, hangi fanî emel ve arzular, hangi zavallı teveccüh ve iltifatlar ve hangi pespaye gàye ve ihtiraslar tatmin, teskin ve tesellî edebilir?

Allah’tır onun yârı, mürebbîsi, velîsi;
Andıkça bütün nur oluyor duygusu, hissi.
Yükselmededir mârifet iklimine her an,
Bambaşka ufuklar açıyor ruhuna Kur’ân…
Kur’ân ona yâd ettiriyor “Bezm-i Elest”i.
Âşık, o tecellînin ezelden beri mesti [4]

Dışarda yağarken rahmet sağanak sağanak gün bugündür kaybettiğimiz huzuru bulacağımız…

Hem duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var diyen de Sensin Rabbim: (5) قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَاماً

Biz yoktuk sen var ettin,
Varlığından haberdar ettin,
Aşkınla gönlümüzü bikarar ettin.
İnayetine sığındık, kapına geldik,

Hidayetine sığındık lütfuna geldik,
Kulluk edemedik affına geldik.
Şaşırtma bizi doğruyu söylet neşeni duyur, hakikatı öğret.
Sen duyurmazsan biz duyamayız, sen sevdirmezsen biz sevemeyiz,
Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini,
Yar et bize hep erdirdiklerini….

Yürüdüğümüz tüm yolların Rabb’e çıkma duasıyla selametle…

Kaynakça

[1] Kaf süresi – 16.ayet

[2] Rad süresi-  28.ayet

[3] Zümer süresi – 53.ayet

[4] Risale-i Nur, Tarihçe-i Hayat

[5] Furkan süresi-77.ayet